KuvvetMiraj

Taze ve soğuk su kullanın.Daha iyi bir demleme ısısına ulaşmak için demliği ısıtın.Çayın ölçüsüne dikkat edin; fazla çay koymak hem ekonomik değildir hem de çay acı olur. Su kaynadığı anda, suyu demliğe ekleyin.Tüm lezzetin açığa çıkabilmesi için 3-5 dakika demleyin.Eğer çayınızı süt ile içmek istiyorsanız daha iyi karışması için fincana önce sütü koyun.Çayı kuru,hava almaz bir kapta muhafaza edin.
Çay Nasıl Saklanır?
İyi işlenmiş siyah çaylar,vakumlu ambalajlarda veya kapalı teneke kutularda iki yıla kadar dayanabilmesine rağmen,çayın tam olarak ne zaman toplandığını tespit etmek zor olabilir.Çoğu çaylar,deniz yoluyla taşındığı için satış noktalarına varmaları birkaç ay sürer.Yalnızca, mevsimlerin belirgin olarak ayırdedilebildiği bölgelerde yetişen, Darjeeling gibi birinci ve ikinci sürgünlerden alınan çayların toplanma zamanı belirlenebilir.Örneğin,haziran ayında satılan birinci sürgünler üç aylıktır. Bunlar gibi narin siyah çaylar en fazla altı ay dayanır ve bu durum yeşil çaylar için de geçerlidir.Çayı koyu renkli ve hava almaz bir kap içinde,rutubet ve buğulaşma tehlikesi olmayan bir yerde saklayın.Baharatlardan ve keskin kokulu yiyeceklerden uzak tutun çünkü çay kolayca bozulabilir.
 İyi Çay İçin Birkaç Öneri
Su on saniyeden fazla kaynayıp fokurdamamalıdır yoksa gereğinden fazal oksijen kaybeder. Soğumuş suyu asla yeniden kaynatmamak gerekir.Demlenmiş çayı porselen çaydanlığa boşaltmadan önce bir kez karıştırın.Yeşil çay,altlığı olmayan fincanla,siyah çay ise altlıklı fincanla sunulur. Demliğin,çaydanlığın ve çay bardaklarının metal olmamaları ve deterjanla yıkanmamaları gerekir. Metal çaydanlıkta yapılan çayda metal tadı olur.

Çayla İlgili Birkaç Not
Çay bitkisinin uçlarında ve dallarında küçük çiçekler açar.Meyve üç gözlü kapsüldür.Çay bitkisinden yalnızca çay elde etmek için değil,ilaç üretmek için de yararlanılır.Thea Sinensis ve Thea Assamica(Theaceae)çaygillerin ekonomik açıdan en ilginç olanlarıdır.Literatüre bakılırsa,özellikle de tropik ve astropik ormanlarda, 28 cins ve 520 türde karşımıza çıkar.
Çayın işlenmesi;soldurma,kıvırma,mayalama ve kurutulmayla yapılır. Dört kilo yeşil yapraktan yaklaşık bir kilo çay elde edilir.Avrupa’ya ilk çay 1610 yılında,o sırada henüz sekiz yıllık bir geçmişe sahip olan Hollanda Doğu Hindistan Kumpanyası’nın bir gemisiyle geldi.Buzlu çay,1904’te Saint Louis Dünya Fuarı’nda icat edildi.

1 - Akar sular dönmez geri tıpkı gençliğim gibi(Gölge Haramileri)
2 - Sakal-bıyıkla geride kaldı Yunus'un hamlık evresi(Gölge Haramileri)
3 - Dualar olmasaydı kim kovardı kalleş iblisi?(Gölge Haramileri)
4 - Terim işimin kanıtıdır.(Beyaban)
5 - Günahlarımı taşıyanın adı hamal değil, melekti.(Beyaban)
6 - Bazen bıktım ,aslen yıkıldım ve daldım derinlere sığdan yıldım,be toplasan 30 şirin yıldım (Ben Hüsrana Komşuyum)
7 - Içine sinmiş korkak çocuk ileri doğru itekle (Ben Hüsrana Komşuyum)
8 - Denedim olmadı,çabalarımın sonu nihayete varamadı ben hüsrana komşuyum(Ben Hüsrana Komşuyum)
9 - Sana dostum diyenler var ya alayı hava en sert tekerlekler bile bir gün mutlak kaçırır hava (Ben Hüsrana Komşuyum)
10 - Çok bildimlik yaparsan çok düşmüşlük yaparsın,yok derdimlik yaparsan dert görünce saparsın (Ben Hüsrana Komşuyum)
11 - Ömrü aLtın sepeti sanma Sepete konulan En sonunda ruhsuz bir cesed olur.(Yakın ve Uzak)
12 - Burası misal ülkesi masal misali bizler hayal kafilesi...(Yakın ve Uzak) 13 - Ver bana beni geri kendimden kaldım beri(Yakın ve Uzak)
14 - İblis kanıma girmeni üstelerse bilki hile vardır.(Tek Başınalığın Yolcusu)
15 - Hakkım üçtür kulağıma söyle, insan kaç tür?(Tek Başınalığın Yolcusu)
16 - Bana yalan söyleceksen önce gözlerimle anlaş!(Tek Başınalığın Yolcusu)
17 - Tek başınalığın yolcusu tek Olur.(Tek Başınalığın Yolcusu)
18 - Çeşmi Siyahım nedir bu derdin kirpiklerine saklanırsın görünmek istedikçe saklanırsın yaklaştıkça harlanırsın harlandıkça sızlanırsın yıkılmadan sallanırsın (Sonumuz Yakın Mesafe)
19 - Yalvarışım bahtıma güvenimden herşey kendiliğinden içimdeki minik çocuk titrerken belki gün gelir aldanırım(Sonumuz Yakın Mesafe)
 20 - ugünden mi yarınını satın aldın korkarım sonumuz yakın mesafe(Sonumuz Yakın Mesafe)
21 - Elbet bir gün başı dönecek dünyanın dönmekten (Sahibinin Sesi)
22 - Ruhum vücud karavanında,ölüm düz gidince ileride,Yaptıklarım peşimde gerilerimde.(Sahibinin Sesi)

23 - Ben senin varmak istediğim o yolun sonuyum!(Sahibinin Sesi)
24 - Beden saksınızda edep çiçekleriniz sararmış.(Sahibinin Sesi)
25 - Tavsiyeye uyanlar tavsiyeyle yaşarlar.(Sahibinin Sesi)
26 - Sıkıntı sıktığın zaman patlayan sivilce.(Sahibinin Sesi)
27 - Hoş sesinle bana bağır,hafiflesin yüküm ağır (Kötü İnsanları Tanıma Senesi)
28 - Kendimi kendime hediye ederek kutladım son doğum günümü (Kötü İnsanları Tanıma Senesi) 29 - Yalnızlığım kalbime zulüm,korkutmakta heran ölüm(Kötü İnsanları Tanıma Senesi)
30 - Sago gidenlerin gölgelerini koleksiyonuna katmakta(İki Tanık)
31 - Söz ehlime itaat et benim sözüm cevher(İki Tanık)
32 - İki Tanık var Biri dilim bir kalemim olanı biteni sindirdim yeter bana kendi derdim...(İki Tanık) 33 - Kanadı olsa hain kedinin soyu kururdu serçelerin(İki Tanık)
34 - Çin ipeği Giysen Dahi senin değerin eşşek kılı(İki Tanık)
35 - Hayat eli sopalı bir öğretmen (Gördüklerime İnanmam Gerek)
36 - Kendini iyi bilen kötülere ne yararki benim iyiliğim.(Gördüklerime İnanmam Gerek)
37 - Yağmuru kara çeviren hava,kolaysa çık ulan burası çorak ova.(Gördüklerime İnanmam Gerek) 38 - Vicdan bir güneş gibi,parladıkça ısınır için.(Düşersem Yanarım)
39 - Donuk bir surat bekle gelir bir gün beklediğin murad.(Düşersem Yanarım)
40 - Bazılarına gül dikenicesine batar rahat,nefret edercesine yaşar hayat,buyur mezara yat!...(Düşersem Yanarım)
41 - Sessizliktir içinden geçirdiklerimin sedâsı,duymakta olduğun engin sözler derin denizlerimin dalgası.(Düşersem Yanarım)
42 - Bak bataklıklar üzeri ne kadar da parlak bakta gör burdan her tarafta güzel yüzlü tuzak (Düşersem Yanarım)
43 - Gözler ayrı düşeni dudaklar cümleden düşürdüler düşenin dostu olmadı hiç.(Düşersem Yanarım) 44 - Düşenin dostu olmaz bunu böylece bildim inanmasam olmaz(Düşersem Yanarım)
45 - Eğer düşman yoksa bil ki savaş olmaz şehvet edilinen şu zevkler kolay solmaz.(Dessas)
46 - Ekmek elden su göldense tasaya yer kaLmaz.(Dessas)
47 - kilidi kırmadıkça sırrın kaPısı açıLamaz.Rabb'im emri verse inan taş üstünde taş kaLmaz.(Dessas)
48 - Yalanın ömrü tez biter mumlar yatsı sonuna ışıyamaz.(Dessas)
49 - Aklım Dünya limanına demir atmışsa gemin girdaptan kurtulmaz.(Dessas)
50 - Sagopa cesaretinin bir kısmını zulada saklar,yanan ışıklarımı kaplayacak kadar karanlığım var.(Bir Kulaç Daha Atsam Karadayım)
51 - Bir kulaç daha atsam karadayım,beni hiç böyle bir denize dalmadım üzerimde pantalonum artı ayakkabılarım,ha gayret!...(Bir Kulaç Daha Atsam Karadayım)
Sagopa kajmer Kimdir: http://tr.wikipedia.org/wiki/Sagopa_Kajmer

Efendimizin hastalığı ağırlaşmıştı. Şiddetli ağrıları vardı. Müslümanların mescitte toplanmasını istedi.“Ey Eshabım! Bilmiş olunuz ki, aranızdan ayrılmam yaklaştı. Kimin bende hakkı varsa, benden istesin. Benim yanımda sevgili olan, benden hakkını istesin veya helal etsin ki, Rabbime ve rahmetine bunları ödemiş olarak kavuşayım” buyurdu.
Sonra evine çekildi. Alemlerin efendisi, artık son anlarını yaşıyordu, mübarek dudaklarından,“Aman! Aman! Hizmetinizdeki insanlara iyi davranınız! Onlara karşı yumuşak huylu ve cömert olunuz. Namaza, namaza devam ediniz. Kadınlarınız ve işçileriniz hakkında Allahü teâlâdan korkunuz!.. Ey Allah’ım! Bana rahmet et!..” cümleleri döküldü.
Rebiül’evvel ayının on ikinci Pazartesi günü kuşluk vakti, Hz. Aişe, Efendimizin şifa bulması için dua edince, Peygamberimiz “Hayır! Ben, Allah’a kavuşmayı tercih ediyorum. Cebrail, Mikail ve İsrafil ile birlikte olmayı istiyorum.” Buyurdu.
Sonra, gözü evinin tavanına doğru dikildi ve “Allahım! Beni, Refik-ı ala zümresine kat!(beni eşsiz dostluğuna kavuştur.)”diye dua etti. Sonra da gözlerini kapadı...

Amerikalı zenci lider Malcom x, verdiği konferanslardan birisindeydi. Konuşmaya yeni başlamıştı ki salonda bir itiş kakış oldu. Birisi bağırıyordu.Sözde yanında oturan kişiye "Çek şu elini cebimden" diyordu… Dikkatler o tarafa çekilmişti…

Kürsüde Malcom x, vaziyete hakim olmaya çalıştı:

"Durun! Durun! Telaşlanmayın, sakin olun kardeşlerim" dedi.

İşte o anda kalabalıktan bir el O'na kurşun yağdırdı. İtiş kakış ve karışıklığın devam etmesini isteyen karanlık güçler, onu şehit ettiler…

Selçuklu Devleti hükümdarıdır.Malazgirt zaferi ile Anadolu’nun kapılarını Müslüman Türklere açmıştır.
Malazgirt günü askerlerini toplayan Alparslan atından inerek secdeye varmıştı ve;“Ya Rabbi! Seni kendime vekil yapıyor;azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda savaşıyorum. bana yardım et;diye dua etmişti.
Sonra atına binerek askerlerine dönmüş ve;“Ey askerlerim! Eğer şehid olursam bu beyaz elbise kefenim olsun.” Demişti.

Teslim aldığı bir kalenin hain komutanı Alparslan ’ın huzuruna çıkarıldığı sırada Sultan’a hücum edip,hançer ile yaraladı.Yusuf’u derhal öldürdüler.Fakat Sultan Alparslan da aldığı yaralardan kurtulamadı.Dördüncü günü,25 Ekim 1072 tarihinde;“Akıllı ve tecrübeli bir adamın bana iki nasihati vardı.Birincisi:kimseyi hakir görmemek.Diğeri de kendi kuvvetiyle gururlanmamak.
Her ne zaman düşman üzerine azmetsem,Allahü tealaya sığınır,O’ndan yardım isterdim.
Dün bir tepe üzerine çıktığımda,askerimin çokluğundan,ordumun büyüklüğünden bana,ayağımın altındaki dağ sallanıyor gibi geldi.“Ben, dünyanın hükümdarıyım.Bana kim galip gelebilir?”diye bir düşünce kalbime geldi.İşte bunun neticesi olarak, cenab-ı Hak, aciz bir kulu ile beni cezalandırdı.
Kalbimden geçen bu düşünceden ve daha önce işlemiş olduğum hata ve kusurlarımdan dolayı Allahü tealadan af diliyor,tövbe ediyorum.
La ilahe illallah Muhammedün resulullah!...” diyerek şehid oldu.Mezar taşında şunlar yazılıdır: Alparslan’ın haşmetini görenler,gelin de şimdi toprağın altında yattığını görün.Mezar taşında şunlar yazılıdır: Alparslan’ın haşmetini görenler, gelin de şimdi toprağın altında yattığını görün.

Avgustus;Sezar’ın yeğenidir. Asıl ismi oktavyanus. Hz.İsa’nın dünyaya geldiği yıllarda hüküm sürmüştür.Devri Roma’nın altın çağıdır.

Yaptırdığı nüfus sayımında Hz.Meryem ve oğlu İsa kayıtlara geçtiği için Hristiyan kaynaklarında ismi sık sık geçer. Öldüğünde Hz.İsa 14 yaşında bir delikanlı idi. Yine onun zamanında Trabzon’un kazandığı statüden dolayı Trabzon tarihinde ismine yer verilir. O’nun adını ve resmini taşıyan tarihi eserlere Anadolu’da yapılan kazılarda da rastlanmaktadır.

Bildiğimiz Ağustos ayı ismi de ondan gelmektedir. Bu ismi O’na Roma Senatosu vermişti.

Bütün şatafatların, debdebelerin sonunda ölüm döşeğinde son sözü bir tiyatro deyimi oldu; -Oyun bitti.

HİSSE: Hayatın sahibi buyuruyor ki:”Dünya hayatı bir oyun ve eğlence gibidir.” Fanidir,yani tükenip bitmeye mahkumdur. Dünyanın oyun ve eğlencesine kapılanlar da tükenip, biterler bir gün. Sen bitmeyecek olanı iste Can! Sen sonsuz olana koş.

Charles François Gounod en önemli eserinin adını “Ölüm ve Hayat” koymuştu.Kitabın ismi dikkat çekmişti. Önce ölüm sonra hayat .Bu nasıl olur? Ölümü hayattan önce düşünmesinin sebebini soranlara şu cevabı veriyordu:
“-Ölüm hayat denilen hayal devresinin sonu olabilir ama o gerçek hayatın başlangıcıdır. Ölüm, ruhun ölümsüz hayatının başlangıcı demektir.”

• Bir öğleden sonra masasında çalışırken başı öne düştü. Ölmüştü. Karısı hemen ev halkını susturdu. ‘Aman’ dedi: “-Rahatsız etmeyin. O gerçek hayata adım atmak üzere…”

• Hayat yaşadığımız hayattan ibaret değil can. Ölüm bildiğimiz ölüm değil. Bu bir koşu can. Ruhlarımızın koşusu. Sonsuza kadar sürecek bir koşu. Bırak ölen ölsün can. Sen ölümsüz olmayı hedefle.

Mısır,Suriye,Yemen ve Filistin sultanı ve Eyyubi hanedanının ilk hükümdarı.Kudüs’ü Haçlılardan alarak kentte 88 yıl süren Frank işgaline son vermiş,Hıristiyanların misilleme olarak düzenledikleri III.Haçlı Seferi’ni etkisiz hale getirmişti.Uzun seferler ve at üstünde geçen günlerden sonra çok yaşamadı.Varisleri imparatorluğu paylaşırken,dostları Müslüman dünyasının en güçlü ve en eli açık hükümdarının, mezarını yaptırmaya yetecek kadar bile para bırakmadığını gördüler.

Selahaddin-i Eyyubi hastalığı ağırlaşıp ölüm vaktinin geleceğini hissedince emredip sokağa münadiler saldı.Bir zamanlar Ordularının seferi için hazırlandığı gibi, şimdi kendi seferine hazırlanıyordu. O’nun emri üzere, Münadiler ellerinde ki mızraklara bir kefen geçirmişler,
dolaştırıyorlar ve şöyle bağırıyorlardı:-Ey ahali!Şarkın hakimi Sultan Selahaddin ölmek üzeredir ve ahirete ancak şu bez parçasını götürebilecektir..O son sözlerini bu şekilde bütün halka duyurmuş ve son sözleriyle hayatın gerçeğini hatırlatan büyük bir nasihatte bulunmuştu.

Osmanlı padişahlarının otuz dördüncüsü ve İslam halifelerinin doksan dokuzuncusudur.
Sultan İkinci Abdülhamit, yıkılmak üzere olan Osmanlı İmparatorluğunu 33 yıl ayakta tutmayı başarmış büyük bir padişahtır. Tahta çıktığında Osmanlı Devleti tam bir bunalımın eşiğindeydi. Abdülhamit Han bunalan Osmanlı Devleti'ni dahiyane bir siyaset, adalet ve fevkalade bir kudretle yönetti.

Yahudilerin Filistin'de bir cumhuriyet kurma teşebbüslerinin karşısına çıktı. Bu toprakların kanla alındığını, asla terk edilemeyeceğini sert bir dille bildirdi. Filistin topraklarının Yahudilere satılmaması için gerekli tedbirleri aldı. Doğu Anadolu'da Ermeni hareketlerine karşılık Hamidiye alaylarını kurdu ve bölgede asayişi temin ile Osmanlı hakimiyetini pekiştirdi.

Onun tahttan indirilmesinin üzerinden 10 yıl geçmeden imparatorluğun dörtte üçünün elden çıkması, memleketi 33 yıl nasıl idare ettiğine en açık delildir. Yine Abdülhamit Han'ın tahttan indirilmesiyle beraber kan gölü haline çevrilen Ortadoğu'da hala huzur tesis edilememiş olup, Arap Alemi emperyalistlerin oyuncağı haline gelmiştir.
10 Şubat 1918'de Beylerbeyi Sarayı'nda vefat eden Sultan Abdülhamit Han' ın son sözü şudur; ALLAH ! ALLAH!

-Yataktan düşerek ölme olasılığı iki milyonda birdir.
-Norveç in kuzeyinde her yaz 14 hafta gece gündüz güneşli gecer.
-Albert Einstein dokuz yaşına kadar düzgün konuşamamıştır.
-Bir köpek balıgı 100 milyon damla deniz suyu içerisinden bir damla kanı hissedebilir.
-Her insanın dilinin izi parmak izi gibi farklıdır.
-Ketcap 1830 lu yıllarda ilaç olarak satılıyordu.
-Kaydedilen en uzun tavuk uçusu 13 saniyedir.
-Develerin 3 kaşı vardır.
-Atlar bir ay ayakta kalabilirler.
-Yunuslar gözleri açık uyurlar.